24 Mayıs 2008 Cumartesi

edirne


Selimiye cami, akşam güneşinde. Şehirden ayrılırken, caminin güzel bir fotografını çekemedim diye üzülürken çekiverdim bu fotoğrafı.

Eski Cami önünde




Selimiye Cami'nin içinden



Edirne'ye ciğer yemeye gittik. Ciğerin fotoğrafını çekemedim. O kadar acıkmıştık ki, fotoğraf çekmeden tabaklarımızı silip süpürdük. Benim gibi 10 yıl ciğer yemese aramayacak olan bir insan için bile güzeldi diyebilirim. Benim için bir yemek gezisinden çok fotoğraf gezisi oldu, yukarıda da görebileceğiniz gibi.
Hava bulutlu olduğundan çok sıcak değildi, gezmek için güzel bir gündü. Ama ışık, fotoğrafa pek uygun değildi. Sonuç çok fena olmadı yine de...
Edirne'nin ciğeri yanında bir de badem ezmesi ünlü diye duyduk. Bir de ünlü bir ezmeci bulduk kapalı çarşının girişinde. Ezmenin tadına da baktık alırken. Tam üç paket aldım, hediye etmek için. İstanbul'a döndükten sonra iyi ki de kimseye götürmeden tadına bakmışız. Pis çorap kokuyordu resmen, her üç paket de. Telefon edip şikayet ettim ve paketleri kargoyla gönderdim. Hiç ses çıkmadı sonra... Ezmecioğlu Şekerleme'den almayın eğer yolunuz Edirne'ye düşer de badem ezmesi almak isterseniz.

Hiç yorum yok: