30 Eylül 2008 Salı

Bayram

Bayramda evdeyiz. Hiçbir yere çıkmak istemiyorum. Bıraksalar bir ay evden çıkmadan tüm günü koltukta yatıp zap yapıp televizyon seyrederek, kitap okuyarak, yemek yiyerek ve birini yapmaktan sıkıldığımda diğerini yaparak geçirebilirim. İşe dönmek istemiyorum. Geçen hafta işte çok kötü geçti, saçma sapan insanların saçma davranışları beni o kadar çok sinirlendiriyor ki... Cuma günü bir toplantıda sinirden ellerim titriyordu.
Arife günü oruk (içli köfte) ve kömbe yapacaktım. Ama yorgunluktan ve moral bozukluğundan günlerdir mutfağa girmiyorum. Yemekleri Şenol yapıyor, çayımı getiriyor, ben düzelene kadar... Artık depresyondayım diyebiliriz...

20 Eylül 2008 Cumartesi

etli bamya



Geçen haftasonu hem cumartesi hem de pazar akşamları yemekte misafirlerimiz vardı. Yemeklerin tarifini yazabileyim diye kendi kendime malzemeleri ölçerek kullanacağıma ve fotograflarını çekeceğime söz vermiştim. Ama tabii o telaşta yapamadım...

Yuvarlama ve aşur (keşkeğe benzer bir Antakya yemeği) yaptım. Tarifler ve fotograflar başka bir zamana.

Bugün bamya yaptım. İnanmayabilirsiniz ama benim en sevdiğim yemeklerden biri... Hani şu Axess reklamındaki gibi, "bir insanın en sevdiği yemek bamya olabilir mi?". Yapmayı bilirseniz olabilir, neden olmasın...

Malzemeler (3-4 kişilik):
Yarım kilo bamya (küçüklerinden seçilmeli, öyle kocaman kocaman bir kaç parçaya bölünerek yenilenlerinden değil),
200 gr parça kırmızı et
1,5 kg olgun kırmızı domates
2 diş sarmısak
yarım su bardağı haşlanmış nohut (olmasa da olur)
2-3 kaşık sıvı yağ
2 limon

Yapılışı:
Buzlukta haşlanmış nohut bulundurmuyorsanız bamyaları ayıklamaya başlamadan düdüklü tencereye bir miktar nohut ve su koyup pişmeye bırakın.
Ne de olsa mutfakta da paralel prosesi arttırmaya çalışmalıyız. :)
Bamyaları ayıklayın. Yemeğin suyunun sünmemesi için sapları koni şeklinde kesin (ortasındaki delikler görünmeyecek şekilde).
Kuşbaşı doğranmış et sıvı yağda yavaş ateşte kavurun.
Bu arada domatesleri soyun ve doğrayın.
Kavrulmuş olan ete domatesleri ekleyin.
2 diş sarmısağı, 1 limonun suyunu ve tuz ekleyin.
Domateslerin suyunu çekip tencerenin dibine tutmasını bekleyin.
Bu arada bamyaları yıkayın. Sünmemesi için limonlu suda biraz bekletin.
1 lt kadar soğuk suyu artık iyice pişmiş olan domateslere ekleyin ve limonlu suda bekleyen bamyaları da süzerek tencereye atın.
Haşlanmış nohutları da ekleyin.
Yarım saat kadar bamyaların pişmesini bekleyin.

Afiyet olsun...

2 Eylül 2008 Salı

Ramazan'da olmazsa olmaz meyan şerbeti



Ramazan’ın ilk haftası annem bizde. Annem ilk iftar sofrasını hazırlamak için uğraşırken dolapta yaz tatili dönüşü Antakya’dan getirdiğim meyan köklerini bulmuş. Ramazan’ın ilk günü bu elime geçtiyse şerbet yapmasam olmaz diye düşünmüş.

Akşam geldiğimde buzlukta bir sürahi meyan şerbeti vardı.

Tabii buna biz şerbet diyoruz ama kardeşim ve eşim bunun şerbet değil zıkkım olduğunu düşünüyorlar....Tadı oldukça kendine has, hiçbir şeye benzemez. İçtikten sonra ağızda bıraktığı tat ise uzun süre kalır. Ramazan’da naylon poşetler içinde, bir parça buzla eve getirilmesi adettendir...

Ben daha önce meyan şerbeti yapmayı denemiştim ama pek bir şeye benzemediği için (demi çok az olmuştu) ne fotografını çekmiştim, ne de tarifini yazmıştım.

Annem kökü kullanırken eli bol davranmış, bir sürahinin yarısına kadar kök doldurup üstüne su eklemiş. Bir kaç saat bekledikten sonra temiz bir tülbentle süzmüş.

Sonuçta ortaya çıkan şerbet de oldukça koyu renkli ve yoğun lezzetli olmuş. Ben biraz su ekleyerek içtim.